Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu

Kadında cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu ilk kez DSM-5’de tanımlandı. Öte yandan DSM-IV’te iki ayrı tanı olan, kadında hipoaktif cinsel istek bozukluğu ve kadında cinsel uyarılma bozukluğunun özelliklerinin birleştirilmiş şeklidir. 

  • Kadında cinsel istek ve özellikle uyarılmanın öznel yönü ayırt edilemediğinden tek tanı başlığı daha uygun bulunmuştur.
  • Ayrıca bazı kadınlarda, istek uyarılmanın öncesinde bulunurken, başka kadınlarda istek uyarılmayı izler.
  • Kadınlarda cinsel isteğin, nasıl tanımlandığına ilişkin tutarsızlıklar vardır.
  • Cinsel etkinlikte bulunma sıklığına bakmak hangi sıklığın “normal” olduğu konusunda kanıta dayalı veriler kısıtlıdır. Ek olarak, sık cinsel etkinlikte bulunan bazı kadınlar sırf eşlerinin talebini yerine getirmek için bunu yapar. Dolayısıyla kendilerini \”isteksiz\” olarak tanımlarlar.
  • Spontan cinsel düşünceler ve fantezilerin yokluğunda cinsel istek olmadığını kabul etmek de mümkündür. Cinsel etkinlik talebine kadının yanıt verici niteliğinin istekte önemine vurgu yapan tanımlar da vardır. Bu tanımlamada istek sevişme öncesinde olmayabilir ancak kadına yaklaşıldığında ve partneri tarafından uyarıldığında istek ortaya çıkabilir.
\"\"

Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu

DSM-IV hipoaktif cinsel istek bozukluğu tanısını;

    • “sürekli ya da yineleyici şekilde, belirgin sıkıntı ya da kişilerarası güçlüklere neden olan, cinsel fantezi ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması (ya da hiç olmaması)” ölçütleriyle özetler.
    • DSM-IV\’te kullanılan cinsel fanteziler ve cinsel aktivite için istek bulunmaması veya az olması ölçütü sorunludur.
    • Çünkü bazı kadınlar cinsel aktivite isteği duymadan ve fantezi kurmadan doyurucu sıklıkta cinsellik yaşayabilmaktedir.
    • Bu gruptaki kadınlar herhangi bir istek ve uyarılma sorunu yaşamadıklarını bildirmektedirler.
    • Sonuç olarak beklentisel isteğin kaybı yalnızca bazı kadınlar için bir cinsel istek sorunudur diyebiliriz.
    • Ek olarak, çoğu kadın nadiren cinsel fanteziler bildirmektedir. Bu etmenleri gözönüne alarak DSM-5 kadında cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu tanı ölçütleri  belirlenmiştir.

DSM-5 Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu Tanı Ölçütleri

  1. Aşağıdakilerden en az üçü ile kendini gösteren, cinsel ilgi/uyarılmanın yokluğu ya da belirgin olarak az olması:

1.Cinsel etkinliğe ilgisizlik ya da çok az ilgi gösterme

2.Cinsel içerikli düşüncelerin ya da düşlemlerin olmaması ya da çok az olması

3.Cinsel etkinliği başlatmama ya da çok az başlatma, eşinin başlatma girişimlerine karşılık vermeme.

4.Her cinsel karşılaşmada ya da neredeyse her cinsel karşılaşmada (yaklaşık % 75-100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda), cinsel etkinlik sırasında, cinsel coşku/hoşlanma olmaması ya da çok az olması.

5.İçten ya da dıştan gelen hiçbir cinsel simgeye (örn. yazılı, sözel ya da görsel) karşı cinsel ilgi/uyarılmanın olmaması ya da çok az olması.

6.Her cinsel karşılaşmada ya da neredeyse her cinsel karşılaşmada (yaklaşık % 75-100’ünde) (belirli durumlarda ya da yaygın ise her durumda), cinsel etkinlik sırasında, cinsel organlarda ya da cinsel organların dışında bir duyum olmaması ya da çok az olması.

  1. A tanı ölçütündeki belirtiler, en az, yaklaşık altı aydır sürmektedir.
  2. A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden olur.
  3. Bu cinsel işlev bozukluğu, cinsel kökenli olmayan bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz ya da ağır bir ilişki bozukluğundan (örn. eşin kaba güç kullanması) ya da gerginlik yaratıcı önemli başka etkenlerden kaynaklanmamaktadır ve bir maddeye/ilaca ya da başka bir sağlık durumuna bağlanamaz.

Alt-Tipler

Olup olmadığını belirtiniz:

  • Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri vardır.
  • Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden sonra başlamıştır.

Olup olmadığını belirtiniz:

  • Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.
  • Durumsal: Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya çıkar.

O sıradaki ağırlığını belirtiniz:

  • Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.
  • Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı doğurur.
  • Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur.

Ayırıcı Tanı

Kadında cinsel ilgi/uyarılma bozukluğunun ayırıcı tanısında

  • Maddeye/ilaca bağlı cinsel işlev bozukluğu,
  • Çeşitli tıbbi durumlar;
    • diabetes mellitus ve diğer endokrin hastalıklar,
    • menopoz,
    • vajinit
  • Ruhsal bozukluklar;
    • majör depresif bozukluk,
    • post-travmatik stres bozukluğu dikkate alınmalıdır.

Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu Tedavisi

Tedavi süreci altta yatan olası nedenlerin saptanmasıyla başlar. Süreç ayrıntılı bir öykü, fizik muayene ve gerekirse hormonal incelemeyi içerir.

  • TSH düzeylerinde anormallik ve östrojen eksikliği gibi durumlarda uygun tedavilere yönlendirmek gerekir.
  • Vajinal kuruluk olan durumlarda lubrikasyonu/kayganlaşmayı sağlamak önemlidir. Lokal östrojen uygulanması veya su bazlı kayganlaştırıcı kullanılması çoğu zaman sorunu çözer.

Geleneksel olarak kadınlarda istek sorunları ve uyarılma sorunları için aynı cinsel terapi ve bilişsel terapi teknikleri kullanılır.

  • Terapi cinsel eğitimle başlar ve ilerleyen aşamalarda gerektikçe bu eğitim sürer.
  • Başlangıçta cinsel birleşmenin yasaklanması ve duyumlara odaklanma alıştırmalarının verilmesi genellikle uygundur.
  • Bilişsel yeniden yapılandırma ve cinsellikte iletişimi geliştirme gibi konuların çalışılması hem tedavinin başlangıcında hem de ilerleyen aşamalarda önemlidir.

Özgül Tedavi Yaklaşımları

  • Cinsel istek bozukluğunun özgül tedavisi özgül nedenin bulunmasıyla olur.
  • Özgül nedenin bir örneği testosteron yetersizliğidir.
  • Bilateral ooferektomi sonucu cerrahi menopoza bağlı cinsel istek kaybında testosteron bazen yararlıdır.
  • Ayrıca testosteron çeşitli kanserlerin tedavisi için kullanılan sitotoksik ajan ve radyasyon kullanımından kaynaklanan tıbbi menopozda da yardımcıdır.
  • Cinsel travma sonrası cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu olduğunda tedavi daha zordur. Danışmanlık ve cinsel eğitim tedavideki önemini korur.
  • Bununla birlikte, böyle bir hastanın, psikoterapi tecrübesi ve cinsel terapi yetkinliği olan bir klinisyen tarafından çok yönlü ele alınarak tedavi edilmesi en ideal yaklaşımdır.

Özgül Olmayan Tedavi Yaklaşımları

  • Bu hastalara eğer sağlanabiliyorsa kendine yardım (self-help) kitapları önerilmesi uygundur.
  • Çifte birlikte yemek yemek, spor yapmak gibi ”geçiş aktiviteleri”  önermek  kadında gerginliği azaltıp, cinsel uyaranlara daha açık hale getireceği için önemlidir. Böylece daha keyifli bir cinsel etkinlik ve daha yüksek cinsel uyarılma düzeylerine ulaşılabilir.
  • Eşlik eden bir diğer cinsel işlev bozukluğu, örneğin orgazm bozukluğu varsa, orgazm bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemlerle kadın orgazmik hale  getirilmelidir. Orgazmik hale gelmek cinsel istek düzeyinde fazla değişikliğe neden olmasa da cinsel olaylar daha hoşa gider hale gelebilir. Çiftin ilişkisindeki gerilim azalıp doyum artabilir. Ancak bu amaca ulaşmanın bile zor ve zaman alıcı olabileceği unutulmamalıdır.