Erkek cinsel işlev bozuklukları

Erkek Cinsel İşlev Bozuklukları

Erkek cinsel işlev bozuklukları, erkeklerin cinsel aktiviteyi sürdürme veya tamamlama yeteneklerinde sorunlar yaşadığı durumları ifade eder. Amerikan Psikiyatri Birliği\’nin dördüncü baskısı olan DSM-IV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırmasının onuncu baskısı (ICD-10) gibi kılavuzlar, erkek cinsel işlev bozukluklarını aşağıdaki ana kategorilere ayırır:

DSM-IV\’e Göre  Erkek Cinsel İşlev Bozuklukları

1.Ereksiyon Bozuklukları:

a. Ereksiyon Olmaması: Cinsel istek varken dahi yeterli ereksiyon sağlayamama veya sürdürememe durumu.

b. Ereksiyonun Sürdürülememesi (Ereksiyon Disfonksiyonu): İlk aşamada ereksiyon sağlanır ancak cinsel aktivite boyunca ereksiyonun sürdürülememesi durumu.

2.Ejakülasyon Bozuklukları:

a. Erken Boşalma (Prematür Ejakülasyon): Cinsel aktivite başlamadan veya hemen sonra istem dışı erken boşalma durumu.

b. Gecikmiş Ejakülasyon: İstemsiz bir şekilde ejakülasyonun gecikmesi veya tamamen olmaması durumu.

c. Geriye Boşalma: Ejakülasyonun mesane içine gerçekleşmesi durumu (retrograd ejakülasyon olarak da bilinir).

3.Cinsel İstek Bozuklukları:  Cinsel isteğin azalması veya yokluğu durumu.

4.Orgazm Bozuklukları:

a. Orgazm Yokluğu: Cinsel aktivite sırasında orgazmın hiç yaşanmaması durumu.

b. Doyum Yokluğu (Anhedoni): Orgazm yaşanmasına rağmen doyum hissinin olmaması durumu.

Erkek cinselliği, kişinin cinsel yaşamını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Herhangi bir cinsel işlev bozukluğu yaşanıyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Bir doktor, psikolog veya cinsel terapist, bireyin sorunlarını değerlendirebilir ve uygun tedavi veya danışmanlık seçenekleri konusunda yardımcı olabilir.

DSM-5\’e Göre Erkek Cinsel İşlev Bozuklukları

DSM-5’te cinsel işlev bozuklukları tanısında DSM IV-TR ile kıyaslandığında önemli değişiklikler olmuştur. Bu değişikler özetle şöyle sıralanabilir:

  • Erkek cinselliği, çoğu için en az 6 aydır sürüyor olma ve cinsel etkinliklerin en az %75’inde mevcut olma gerekliliği vardır. Maddenin/ilacın yol açtığı cinsel işlev bozukluğu için süre ölçütü konmamıştır. Böylece iyatrojenik cinsel işlev bozukluklarının daha kolay tanınmasına olanak sağlar. Süre ölçütünün varlığı cinsel işlev bozuklukları ile diğer DSM tanıları arasındaki uyum da artar.
  • Araştırma sonuçları göz önünde tutularak, DSM-5, erken boşalma tanısında boşalma süresini de tanı ölçütleri içine alır.
  • Cinsellikten tiksinti duyma bozukluğu tanısı, yaygınlık verilerinin olmayışı, klinisyenler tarafından pek konulmayan bir tanı olması ve tanı ölçütlerindeki belirsizlik nedeniyle kaldırılmıştır.
  • Erkekte orgazm bozukluğu terimi literatürde çok nadir kullanıldığı için “geç boşalma” olarak değiştirilmiştir.
  • Cinsel yanıt döngüsünü temel alan sınıflandırma biçimi terk edilmiştir. Nihayetinde cinsel yanıt döngüsünden bağımsız tanı başlıkları tercih edilmiştir. Böylece her iki cinsiyet için aynı tanı başlığını kullanmak zorunluluğu da ortadan kalkmıştır.
  • Sonuç olarak kadında cinsel uyarılma ve istek bozuklukları tek başlıkta birleştirilmiştir.
  • Erkekte cinsel istek yokluğu ise erkekte düşük cinsel istek bozukluğu olarak sınıflandırılırken uyarılma bozukluğu (sertleşme bozukluğu) ayrı bir başlıkta yer almıştır.

Disparoni, araştırmalarının çoğu kadınlar üzerinde olmasına rağmen eskiden her iki cinsiyette de görülen bir bozukluk olarak kabul edilirdi. Erkeklerde bu tanı başlığı kaldırılmıştır.

Alttipler ve belirteçlerin tanımı DSM-5’deki diğer önemli değişikliklerdendir. DSM IV-TR etyolojiye dayanan bir alttipleme sistemine sahipti. Bozukluklar psikolojik etkenlere ya da bileşik etkenlere (psikolojik ve organik) bağlı olarak sınıflandırılırdı. Etiyolojik faktörlerle ilgili bilgilerin artmasıyla bu sınıflandırma daha az kullanışlı olmaya başladığı için DSM-5’de devre dışı bırakılmıştır.

DSM-5’de hem bozukluk süresi ana tanı ölçütleri arasına girmiş hem de bazı özel bozukluklarda semptom sıklığı ve şiddetiyle ilgili ayrıntılı derecelendirme sağlanmıştır. Süre, sıklık ve şiddet oranlarına yer verilmesinin gerekçesi tanı birliğini arttırmak ve geçici ya da hafif değişikliklere bozukluk tanısı konulmasından kaçınılmayı sağlamaktır.

DSM-5’te  erkek cinsel işlev bozuklukların sınıflandırılması şu şekildedir:

  • Geç boşalma
  • Sertleşme bozukluğu
  • Erkekte düşük cinsel istek bozukluğu
  • Erken Boşalma

Alt-tiplendirme:

Yaşam boyu: Bu bozukluk, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri vardır.

Edinsel: Bu bozukluk, oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden sonra başlamıştır.

Olup olmadığını belirtiniz:

Yaygın: Belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle sınırlı değildir.

Durumsal: Yalnızca belirli tür uyarımlar, durumlar ya da eşlerle ortaya çıkar.

O sıradaki ağırlığını belirtiniz.

Ağır olmayan: A tanı ölçütündeki belirtiler az sıkıntı doğurur.

Orta derecede: A tanı ölçütündeki belirtiler orta düzeyde bir sıkıntı doğurur.

Ağır: A tanı ölçütündeki belirtiler çok sıkıntı doğurur