Cinsel Kimlik Bozukluğu (CKB), karşı cinsiyetle güçlü ve sürekli bir özdeşim kurma olarak tanımlanmaktadır. Transseksüel yanlış bedende doğduğuna inanan, cinsel kimlik bozukluğu olan kişidir. Böyle kişilerin cinsel anatomileriyle ilgili olarak derin ve uzun sureli bir uzlaşmazlıkları vardır.
- Erken çocukluk döneminden itibaren diğer cinsiyetin oyunlarını, giyim tarzını tercih etme, diğer cinsiyete ait olduğunu hissetme söz konusudur.
- Biyolojik erkek transseksüeller çocukken sert erkek oyunlarından hoşlanmadıklarını, bebeklerle oynamayı ve süslü elbiseler giymeyi sevdiklerini söylerler.
- Biyolojik kadın transseksüeller ise genellikle elbise giymekten hoşlanmadıklarını, erkeksi davranışları olduğunu, erkek oyunları oynadıklarını ve oyun arkadaşı olarak erkekleri tercih ettiklerini bildirirler.
- Ergenliğe geçiş transseksüellerin yaşadıkları bedensel değişim vücutlarından duydukları rahatsızlığı artırdığı için özellikle zor bir dönemdir.
- Kadınlar adet görmekten, memelerinin büyümesinden nefret eder, memelerini bağlayarak veya bol giysiler giyerek saklamaya çalışırlar.
- Bazıları ise ameliyatla memelerini aldırır.
- Kişinin gelişimi boyunca cinsel kimliği ile ilgili endişeler, belirsizlikler ve sorular devam ederek kişinin hayatının en önemli yanı haline gelebilir. Ya da görece olarak daha çatışmasız bir cinsel kimlik gelişimine ulaşılabilir.
- Daha sonra kişinin sorunu, cinsel kimlik problemi, cinsiyet disforisi, cinsiyet problemi, cinsiyet kaygısı, cinsiyet çatışması veya transseksüalizm olarak değişik şekillerde adlandırılır.
Son verilere göre sıklığı erkeklerde 11.000’de 1 ve kadınlarda 30.000’de 1’dir. Cinsel kimlik bozukluğunun erkeklerde görülme sıklığı kadınlardakinden 3-5 kat daha fazla olarak bildirilmektedir. Ayrıca araştırmalar bulundukları cinsiyetten hoşnutsuzluk davranışları tespit edilen çocukların çoğunun transgender bir yetişkin olmadığını göstermiştir. Yetişkinlik çağında transgender olan çoğu kişinin ise çocukluk çağlarında böyle bir tanı almadıkları bildirilmiştir.
Cinsel Kimlik Bozukluğu Sorununu Artıran Durumlar
1-Hastada daha önce tespit edilmemiş cinsel kimlikbozukluğu şu durumlarda teşhis edilebilmektedir:
-
- depresyonu,
- bipolar bozukluğu,
- madde bağımlılığı,
- disosiyatif kimlik bozukluğu,
- davranım bozukluğu bulunduğunda ve
- anksiyete bozukluğu li görüldüğünde,
2- Bazı erkek transvestistler, kadın taklitçileri, transgender kişiler, erkek ve kadın eşcinseller cinsel kimlik bozukluğu formu alabilir.
3- Bazı kişilerin cinsel kimlik sorunları klinik eşiğin altında ve üstünde olmak üzere dalgalanabilir.
4- Kadınlarda cinsel kimlik sorunları daha az fark edilir.
Cinsel Kimlik Bozukluğu Nedenleri:
Çocukların çoğu doğuştan gelen cinsel kimliklerine uyumlu gelişirler. Ayrıca cinsel kimliğin biçimlenmesini çocuğun mizacı ile ailesinin tutumu da etkiler. Kültürel olarak kabul görmüş cinsiyet rolleri mevcuttur. Bu yüzde erkek çocuktan kadınsı davranışlar, kız çocuktan da erkeksi davranışlar beklenmez. Erkek oyunları (hırsız-polis gibi) ve kız oyunları (oyuncak bebekler-evcilik gibi) ayrıdır. Bu rolleri çocuklar zamanla öğrenir. Önemli bir nokta ise bazı erkek çocuklar hassas-kırılgan mizaçlı ve bazı kız çocukların ise hiperaktif-agresif olurlar. Bundan yola çıkarak basmakalıp bir şekilde bu çocukları kadınsı ya da erkeksi olarak nitelendirmek doğru değildir.
Psikoanalitik kuram
Psikoanalitik kuram erken dönemdeki ebeveyn-çocuk ilişkisini merkeze alır. Buna göre erkek transseksüellerde çocukluk döneminde aşırı yakın ana-oğul ilişkisi ve uzak-saldırgan baba figürünün etkisi vardır. Böyle bir aile ortamı güçlü bir anne özdeşimine yol açar. Sonuçta erkek çocukta kadın cinsel kimliği ve cinsel rolüne uyan değişimler olur. Aynı şekilde, silik ve zayıf annesi olan kız çocuk, baskın ve güçlü babayla özdeşim yapar. Dolayısıyla kendi kadınsı cinsel kimliğini reddeder.
Sosyal-öğrenme kuramına
Bu kurama göre ise çocuk karşı cinsiyetten olan ebeveynle yakın olup onun davranışlarını benimser. Bu durum ebeveyn tarafından pozitif yönde pekiştirilirse çocuğun karşı cinsle olan özdeşimi desteklenmiş olur. Bazı çocuklar ebeveynlerinden karşıt cinsin kimliğini benimsediklerinde daha değerli olacakları mesajı alır. Genellikle reddedilmiş yahut istismar edilmiş çocuklarda bu düşünce daha kolay ortaya çıkar. Cinsel kimlik sorunu ayrıca uzun süreli anne yokluğu ve ölümü ya da depresyonla da tetiklenir. Böyle durumlarda genç erkek kendini kadınlaştırarak annesinin yerine kendisini koyma eğiliminde olur.
Biyolojik kuramlar
Biyolojik kuramlar ise beyindeki farklılaşmanın cinsel kimlik sorunlarına neden olduğunu önerir. Son yıllarda yapılan araştırmaların sonuçları biyolojik kuramları destekler niteliktedir.
- Cinsel işlevleri kontrol eden beynin içinde derin olarak yer alan stria terminalis adı verilen ince yapı şekil ve nöron sayısı bakımından kadın ve erkekte farklıdır. Erkek transseksüellerde bu yapının erkekten çok kadına benzediğini ve erkek transseksüellerde stria terminalisteki nöron sayısının kadındaki gibi olduğu bulunmuştur.
- Beyindeki bu farklılaşma doğum öncesi maruz kalınan hormonlar nedeniyle olur.
- Hayvan deneyleri, anne karnında maruz kalınan bazı ilaçlar cinsel farklılaşmayı sağlayan hormon düzeylerini değiştirir. Buna örnek fenobarbital ve fenitoin gibi epilepsi ilaçlarıdır.
- Erişkinde hormon tedavisi veya seks hormon düzeyindeki oynamalar ise beynin stria terminalisindeki nöron sayısını etkilemez.
- Memelilerde fetüsün dinlenme durumu kadındır. Ancak fetüs gelişirken testislerin gelişiminden sorumlu olan Y kromozomu sayesinde erkek androjeni salgılanarak fetüsün erkek olması sağlanır. Kadın genital organları ise testisler ve androjen olmadan gelişir. Yani erkek olup olmama, fetal ve perinatal androjenlere bağlıdır.
- Cinsel davranışlar, evrimsel olarak ilkel kabul edilen hayvanlarda seks steroidlerine bağlı olarak belirlenirken bu durum evrimsel sürecin daha üst basamağında yer alan insanlarda azaltır. Sonuç olarak da seks steroidleri yetişkin insanda ancak davranışları etkiler. Örneğin testosteron kadında libidoyu ve öfkeyi artırır. Öte yandan östrojen ise erkekte libidoyu ve öfkeyi azaltır. Prenatal hormonal etmenler, erkeksilik, kadınsılık ve cinsel kimliği postnatal etmenlere kıyasla daha fazla etkiler.
- Kimlik disforisine neden olacak genetik nedenler hala araştırılmaktadır. Bu güne kadar cinsel kimlik sorununa yol açacak bir gen dizisi ya da kromozomal varyant bulunamamıştır. İkiz çalışmalarından çıkan tutarlı bir sonuç da yoktur.
- Kimlik disforisinin nedenini anlamaya yönelik olarak:
- BOS incelenmesi,
- Beyne giden kan miktarının değerlendirilmesi,
- Beyinsel aktivite ölçümü vb. gibi çalışmalar sürmektedir.